Mardin'in kalbinde bulunan bir ilkokulda, arama kurtarma operasyonunu ve cesaretin tanımını gözler önüne seren bir olay yaşandı. Okulda eğitim gören bir öğrenci, arkadaşlarıyla birlikte oyun oynarken talihsiz bir şekilde, boğazına bir dil parçası kaçırdı. O an, sadece çocuklar değil, öğretmenler ve okul personeli de büyük bir panik içindeydi. Ama işleri daha da kurtaran, selam duracak cesareti gösteren müdür yardımcısı oldu. Bu olay, eğitimcilerin sadece ders vermekle kalmadığını, aynı zamanda acil durumlarda nasıl soğukkanlılıkla hareket etmeleri gerektiğini de gözler önüne seriyor.
Günün sıradan bir vakti, öğrenciler oyun saatlerinde eğlenceli anlar yaşıyordu. Ancak aniden, çağrılan bir çığlık ve panik dolu sesler, durumun ciddiyetini gösterdi. Hem öğretmenler hem de öğrenciler şaşkın bir şekilde durumu izliyorlardı. Küçük öğrencilerden biri aniden nefes almakta zorluk çekmeye başladı. Dili boğazına kaçan çocuk, diğer öğrencilerinin bağırışlarıyla yavaş yavaş paniğe kapıldı. O esnada, müdür yardımcısı durumu hemen fark etti ve zaman kaybetmeden harekete geçti. Okulun acil duruma hazırlığını da gözler önüne seren müdür yardımcısı, hemen çocuğun yanına koştu. Bu tür olaylarda bilgisi ve hızlıca çözüm üretme yeteneğiyle ön plana çıkan müdür yardımcısı, çocuğa ilk yardım müdahalesi yaptı.
Müdür yardımcısının gerçekleştirdiği hızlı müdahale ile çocuğun nefesi geri geldi. Daha önceki eğitimlerde acil durumlarda nasıl hareket edilmesi gerektiğine dair bilgi almış olması, bu anı kurtarmada büyük bir avantaj sağladı. Eğitimcilerin, böyle acil durumlar için nasıl hazırlıklı olmaları gerektiği konusundaki deneyimleri, öğretmenin hızlı müdahalesinin başarısını daha da artırdı. Mardin'deki eğitimcilerin, bu tür durumları minimum düzeye indirmek için aldıkları eğitim, onları bu tür durumlarda soğukkanlı kalmalarını sağladı. Eğitimcilerin sergilediği cesaret, sadece bu anın değil; gelecekteki tüm benzer olayların nasıl yönetileceği açısından büyük bir ders niteliğindeydi.
Olaydan sonra, çocuk sağlık ekipleri tarafından hastaneye götürüldü ve durumu kontrol altına alındı. Herkesin gözü, minik öğrencinin durumundaydı. İnşallah, bu olay çocuk için anı kalmayacak ve onu hayatında daha dikkatli olmaya teşvik edecektir. Aileler, okul yönetimi ve öğretmenler, bu olay üzerinden alınacak dersleri, çocukların güvenliği konusundaki hassasiyetleri konusunda analiz etmeye başlayacak. Her öğrenci, eğitim süreciyle birlikte güvenli bir ortamda büyümeli ve öğrenmelidir. Tüm bu olaylar, eğitim kurumlarının sadece eğitim vermekle kalmadığını aynı zamanda çocukların her türlü sağlığından ve güvenliğinden sorumlu olduklarını göstermektedir.
Sonuç olarak, Mardin’deki bu olay, hem acil durum yönetiminin önemini vurgularken hem de öğretmenlerin ve okul personelinin işlerinde ne kadar hayati bir rol oynadığını gözler önüne serdi. Eğitimin yalnızca derslerle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda yaşanan anlık durumların da bir bütün olarak eğitim sürecine dahil edildiğini bir kez daha kanıtladı. Mardin'deki ilsokulda yaşanan bu olay, aslında tüm okullara örnek teşkil ederken, minik öğrencinin sağlığıyla birlikte eğitim sistemimizin işleyişinde de köklü değişimlere yönelik bir uyanış sağlayabilir. Bu tür olaylar, okulların acil durum eylem planlarını gözden geçirmeleri ve bu tür durumlara karşı gereken hazırlıkları yapmaları açısından büyük bir fırsat sunuyor.