Esenyurt'ta bir genç kadının eski sevgilisi tarafından uğradığı şiddet, şantaj ve tehdit iddiaları, bölge sakinlerinde derin bir şok meydana getirdi. 25 yaşındaki S.T., eski sevgilisi M.T.'nin bir süredir kendisine karşı uyguladığı psikolojik ve fiziksel şiddetin detaylarını sahnelediği bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Konu, hem yerel hem de ulusal medyada geniş yankı uyandırarak, kadına yönelik şiddetin toplumda hala ne kadar yaygın ve kabul edilebilir bir mesele olduğunu gözler önüne serdi.
Olay, S.T.'nin M.T. ile yaşadığı ilişki sonlandıktan sonra başladı. M.T., ayrılık sonrası S.T.'yi sürekli rahatsız ederek, onu her adımında takip etti. Genç kadın, yaşadığı bu kabusun sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal yönden de kendisini derinden etkilediğini aktardı. "Her gün eve dönerken korkuyordum. Artık evimden bile çıkamaz hale geldim," diyen S.T., yaşadıklarının ne kadar ağır olduğunu gözler önüne serdi. Bu dönemde arkadaşlarından ve ailesinden de destek alan S.T., bir avukata başvurarak hukuki süreci başlattı.
S.T., eski sevgilisi M.T.'nin sürekli olarak kendisini tehdit ettiğini, telefonla arayıp, "Seni öldürmekle tehdit ediyorum" gibi cümleler kullandığını belirtti. Bu tehditlerin yanı sıra M.T., S.T.’nin özel fotoğraflarını sosyal medyada yayımlamakla da tehdit etti. "Bunları paylaşmamın tek sebebi seni sıkı bir şekilde kontrol altında tutmak. Ailemi ve hayatımı mahvetmekle beni tehdit etti," diyen genç kadın, olayların ciddiyetini vurguladı. M.T.'nin yaşadığı sürekli takip ve şantaj sonucunda kendine olan güveninin azaldığını ekledi. S.T., durumu polise bildirdikten sonra koruma talep etti, ancak M.T.'nin yine de peşini bırakmadığını ifade etti.
Bu tür olaylar, sadece bir kadının yaşamını değil, toplumdaki kadınların güvenliğini de tehdit ediyor. S.T.’nin başından geçen bu talihsiz olay, kadına yönelik şiddetin sosyal bir probleme dönüştüğünü gösteriyor. Sosyal medyada paylaşılan videolar ve destek mesajları, birçok kadının benzer sorunlar yaşadığını ortaya koydu. S.T.'nin yaşadığı olaydan sonra, pek çok kadın kendi hikayelerini paylaşarak toplum içinde bir farkındalık yaratmaya çalıştı. Esenyurt'ta yaşanan bu olay, yalnızca S.T.'nin değil, birçok kadının aynı durumda agonisini sürekli yaşadığını gözler önüne serdi.
Psikologlar, kadına yönelik şiddetin sebeplerinin toplumsal cinsiyet eşitsizliği, iktidar ilişkileri ve aşırı sahiplenme gibi durumlar olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca, sosyal medyanın etkisiyle kadınların seslerini çıkarması, yaşadıkları zorlukları paylaşmaları ve destek aramaları oldukça cesaret verici bir durum olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle S.T.’nin hikayesinin, diğer kadınlar üzerinde bir cesaret ve ilham kaynağı olabileceği düşünülüyor.
Son olarak, S.T. yaşadığı travmanın ardından toparlanmaya çalışırken, bu süreçte kendisine destek veren herkes için minnettar olduğunu dile getirdi. "Artık asla yalnız değilim. Diğer kadınları da cesaretlendirmek istiyorum. Kimse korkmamalı, yaşadıkları için utanç duymamalı," diyerek, pek çok kadına umut aşıladı. S.T.'nin diğer kadınlara verdiği bu mesaj, yaşanan olaya dair farkındalığın artmasını ve destek mekanizmalarının güçlenmesini sağlamak adına büyük önem taşıyor.
Esenyurt'taki bu olayı gündeme taşıyan genç kadının cesareti, toplumsal konulara ışık tutarken, kadına yönelik şiddetin son bulması için mücadele eden herkes için bir örnek teşkil ediyor. Hayatın zorlukları karşısında ayakta kalan ve sesi duyulan her kadının hikayesi, toplumsal değişim için bir umut ışığı. Gelecek, tüm kadınların güvenli ve özgür bir yaşam sürmeleri için atılacak adımlarla dolu olmalı.